Pazar günü paylaştığım "Hiper-etkileşimlilik çağında sinemanın ve eleştirinin sefaleti" başlıklı yazıya, gelen tepkilere ve bunların bende yarattığı düşüncelere dair birkaç şey söylemek istiyorum. Öncelikle yazının kendilerinde de yazma arzusunu tetiklediğini söyleyen, farklı üretim alanlarından çok sayıda insan oldu. Bu gerçekten çok sevindirici bir sonuç benim açımdan. Umarım bu arzular kısa erimli kalmaz ve benzer yazılar güncel sanat, müzik, akademi, siber aktivizm, medya alanlarında da daha çok paylaşılır hale gelir. En azından, bu isteklerini benimle paylaşan arkadaşlarımı yazmaları konusunda motive etmek önümüzdeki günlerdeki gündemlerimden biri olacak. Diğer taraftan twitter üzerinden gelen, oldukça kafa açıcı ve meselenin farklı boyutlarına değinen sorgulamalar, kişisel deneyim paylaşımları oldu. Bunlardan birkaçına burada değinmek ve o arkadaşlarımın da katkısıyla bir önceki yazıda ortaya atmaya çalıştığım fikirleri bir nebze daha açmak ve mümkün olursa somutlaş...
Ara ara oraya buraya not aldığım eleştirel, karışık ve bütünlüksüz fikirlerimi bazen toparlayıp yazmak, bazen de öylece ortaya atmak için bir alanım olsun istedim.
Alanıma hoş geldiniz.